5 Kasım 2016 Cumartesi

SELENİSTİK BİR MESELE


Mavi saçlı bir kadın yaşardı
Nergis apartmanında.
Hiç komşusu yoktu,
Yalnızca bir sokak kedisi
Siyah ve çirkin
Güzelim diye seslendiği.
Kimse tanımazdı onu
Yalnız apartman zilinde ismi.
Haz etmezdi oysa isminden
Deniz olmalıydı benim ismim
Masmaviyim derdi,
Mavi özgürlüğün değil hüznün rengidir,
Gün batımı bu yüzden şarap rengidir.
Pek severdi şarabı,
Belki bu yüzden eksik olmazdı dudaklarından
Kızıl gülümsemesi.
İçinde gittikçe büyüyen bir yara gibi
Koskoca bir sevmek.
Akıtamazdı iltihabını
Bunun içindi kedi.
Bir gün açık unutulmuş bir pencereden
Kaldırıma indi o sevgi,
Kanatlarını açamadan.
Yerde bir pulbiber ağacı
Ve ağlayan mavi bir kadın.
İlk kez duydu sesini Nergis apartmanı
Hıçkırıklarında.
Yıllar sonra eline aldı kemanını
Gözleri dolu ezgiler esti
Nergis apartmanından
Gecenin bir yarısı ya da gündüzün ilk çeyreği.
Sonra bir gün deniz gözlü bir adama aşık oldu
Düşüverdi mavi hikâyesinin içine.
Bilinmeyen bir gezegende,
Pulbiber ağacına bağlı bir salıncakta
Dünyaya doğru sallanırken,
Mavi saçlarına takıldı kadının.
Kadın kucağına aldı adamı,
Büyüttü.
Gel dedi soyunalım sonsuz maviliğine tüm denizlerin.
Seviştiler o gece,
Tahta kurularının sessizliğinde.
Adam öldü kadının saçlarında,
Tahta kuruları saçlarını yedi.
Uyandı kadın, yalnız yatağında
Sigarasını yaktı, şarabından büyük bir yudum aldı
Soyundu çırılçıplak,
Geceyi giyindi.
Atlayıverdi dördüncü kattaki yatak odasının penceresinden,
Denizin ortasında batan bir taş gibi.
Kimse duymadı çığlığını,
Yalnız yere düşen bedeninin sesi.
Düştüğü anda yok oldu,
Sanki hiç var olmamış gibi.
Yerde bir pulbiber ağacı.
O mavi adamın gözlerine düştüğünü rivayet edenler de oldu,
Adamın gözlerinde acı bir karanlık..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder